Kurumların Çeşitleri
İngiltere’de yüksek öğretimde okullaşma oranı % 64’dür ve yüksek öğretim ikili bir yapıya sahipir: Bir ayağını üniversiteler, diğer ayağını ise politeknik okullar oluşturmaktadır. Fakat bu ayrım 1992 yılında yüksek öğretimin üniversite çatısı altında toplanmasıyla son bulmuştur. İngiltere’de bu üniversiteler eski ve yeni üniversiteler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Eski politeknikler yeni üniversiteleri oluşturmaktadır ve genelde meslekî eğitim, yeni üniversiteler ise genel akademik eğitim vermektedir.
Giriş Koşulları
İngiltere’de yüksek öğretim kurumları özerk bir yapıdadır ve her bir bölümünün kendi giriş kuralları bulunmaktadır. Yüksek öğretime girişte bazı özel şartlar gerekmektedir. Merkezî bir sınav olmamasına rağmen üniversiteler gerekli görülürse kendileri sınav yapabilmektedirler. Daha önceki bölümlerde belirtilen “İleri Seviyede Genel Eğitim Sertifikası” (GCE A-Level), “Genel Orta Öğretim Sertifikası” (GCSE), “Meslekî Eğitim Sertifikası” (GNVQ) veya bu sertifikalara eşdeğer niteliklere sahip bireyler yüksek öğretim kurumlarına alınmaktadır.
Türkiye’de ise orta öğretim kurumlarından mezun olanların üniversiteye girebilmeleri için ayrıca bir olgunluk sınavı bulunmamaktadır. Öğrencilerin üniversiteye girmelerine imkân veren diploma, lise ve dengi okulları bitirdikleri zaman okullarca verilen mezuniyet diplomasıdır. Lise ve dengi okul mezunları üniversitelere, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığınca (YÖK) her yıl düzenlenen ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nce (ÖSYM) ülke düzeyinde yapılan sınavda başarı gösterdikleri takdirde girmeye hak kazanmaktadırlar. Yüksek öğretim programlarına alınacak öğrencilerin seçimi ve tercihlerine göre yerleştirilmeleri, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından tek basamaklı bir sınav sistemi uygulanarak yapılır. Günümüzde AYT ve TYT olarak adlandırılan sınavın amacı, sınav sonuçlarına ve tercihlere göre öğrenci alan yüksek öğretim programlarına öğrenci seçmek ve yerleştirmektir. Bununla birlikte, özel yetenek gerektiren yüksek öğretim alanlarına devam etmek isteyen öğrenciler, merkezî sınavdan başarılı oldukları takdirde, istedikleri özel yetenek gerektiren bölümün özel sınavına katılabilmektedirler.
Yüksek Öğretimin Amaçları
İngiltere’de 1944 Eğitim Yasası ve 1988 Eğitim Reformu İngiliz yüksek öğretiminin evrensel amaçlarını şöyle belirlemiştir: Ekonominin gereksinimini karşılayacak nitelikli insan gücü yetiştirmek, ekonomik ve toplumsal kalkınmayı sürdürmek, bilimsel araştırmaları geliştirmek, bilgiyi çoğaltmak, kültürel zenginliği artırmaktır.
Türkiye’de ise yüksek öğretimin amaçları 4 ana madde olarak belirlenmiştir. Bunlar; öğrencileri ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yurdumuzun bilim politikasına ve toplumun yüksek seviyede ve çeşitli kademelerdeki insan gücü ihtiyaçlarına göre yetiştirmek; çeşitli kademelerde bilimsel öğretim yapmak; ülkeyi ilgilendirenler başta olmak üzere, bütün bilimsel, teknik ve kültürel sorunları çözmek için bilimleri genişletip derinleştirecek inceleme ve araştırmalarda bulunmak; yurdumuzun türlü yönde ilerleme ve gelişmesini ilgilendiren bütün sorunları, hükümet ve kurumlarla da elbirliği etmek suretiyle öğretim ve araştırma konusu yaparak sonuçlarını toplumun yararlanmasına sunmak ve hükümetçe istenen inceleme ve araştırmaları sonuçlandırmak; araştırma ve incelemelerin sonuçlarını gösteren, bilim ve tekniğin ilerlemesini sağlayan her türlü yayınları yapmaktır(31).
Türkiye ve İngiltere Eğitim Sistemlerinin, farklı kültürlerin etkisiyle farklı yapılarda oluştuğu ve oldukça değişik süreçlerden geçtiği anlaşılmaktadır. Geleneksel yapısını sürdürme eğiliminde olan İngiliz halkı, bir yandan da seçkin bir sınıf yetiştirmeye devam etmektedir. İngiliz Eğitim Sistemi, Türk Eğitim Sistemine kıyasla daha esnek, daha fazla bireyselleştirilmiş bir eğitim hizmeti sunmaya yönelmiştir. Eğitim sisteminin yönetsel yapısının ise, Türk eğitim sisteminin tam karşıtı olarak büyük ölçüde yerel odaklı olduğu görülmektedir. İngiltere’de bir Eğitim ve Bilim Bakanlığı mevcutsa da, işlevi Türk Millî Eğitim Bakanlığı kadar kapsamlı değildir.
Türkiye’de yüksek öğretimde en yetkili karar organı Yüksek Öğretim Kurumu’dur. İngiltere’de ise karar organı yüksek öğretim kurumlarının kendileridir. Ayrıca yüksek öğretime giriş Türkiye’de merkezî sınavladır. İngiltere’de ise öğrencinin orta öğretim başarısı dikkate alınır ve merkezî bir sınav söz konusu değildir. Fakat yüksek öğretim kurumlarının kendileri gerek görürlerse, sınavlar düzenleyebilmektedirler.
Öğretmen yetiştirme İngiltere’de öğretmen yetiştiren kolejlerde, Türkiye’de ise eğitim fakültelerinde gerçekleştirilmektedir. İngiltere’de üniversitelerin başka alanlardan mezun olanlara verilen formasyonla öğretmen yetiştirilmektedir. Türkiye’de de öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla buna benzer uygulamalar zaman zaman söz konusu olmaktadır.
Bu iki ülkenin programları kıyaslandığında ise İngiltere’de bireylerin ve öğrenci gruplarının öğrenme ve değerlendirilmesine Türkiye’ye oranla daha fazla önem verildiği görülmektedir. İngiltere’de kabul edilen standartlar ve bu standartların kazanılmasını sağlayan sertifika programları vardır. Değerlendirmeler genellikle bu standartların belirlenmesinde önemlidir ve öğrencilerin daha sonraki yaşamlarını bu değerlendirmeler ve standartlar belirler. Bunun ise eğitim sistemlerinin yönetsel yapısından kaynaklandığı söylenebilir. Fakat her iki ülkede de küreselleşmeye önem verildiği görülebilir. Her iki ülkenin eğitim programlarında da manevî, ahlâkî, sosyal ve kültürel konulara değer verilmektedir.
İngiltere’de öğrencilerin, küçük yaşlardan itibaren başarıları, ilgileri, istekleri ve yetenekleri çeşitli değerlendirmelerle ortaya çıkarılması, bu özelliklerine göre eğitim ve öğretim hayatına devam etmelerini sağlamaktadır. Türkiye’de bu konuya yer verilmediği, değerlendirmelerin sıklaştırılmadığı, her çocuğun bireysel özelliklerine göre eğitim alması konusuna dikkat edilmediği görülmektedir. İngiltere Eğitim Sistemi, çağdaş bilim ve teknolojinin gelişmesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu açıdan Türkiye’nin İngiltere Eğitim Sistemi’nden yararlanmasının faydalı olacağı söylenebilir.
İki Ülkenin Eğitim Sistemleri Arasındaki Temel Farklar
- İngiltere’de politikalar bakanlık tarafından belirlenir ve yerel yönetimler tarafından yönteme karar verilirken, Türkiye’de bakanlığın kararı doğrultusunda hareket etmek zorunda olan yerel yönetimler vardır.
- Türkiye’de daha teorik bir eğitim varken, İngiltere’de pratiğe dökülen bir eğitim vardır.
- Türkiye’deki eğitim sisteminde “İyi bir vatandaş yaratmak” hedeflenirken, İngiltere’de “İyi bir birey yaratmak” hedeflenir.
- Türkiye’de okul çalışanları devlet tarafından atanan memurlardır; İngiltere’de ise okulu yöneten kurumların ortak kararı ile işe alınan sözleşmeli personellerdir.
- İngiltere, eğitime bütçeden en fazla pay ayıran OECD ülkelerinden biriyken, Türkiye kötü durumdaki OECD ülkelerinden biridir.